15 Mayıs 2011 Pazar

İlişkiler vs Çelişkiler...

   Bloga Türk Futbolu üzerinden devam edeceğim,taa ki bu lig bitene kadar, benim de Türk Futbolu ve Türk Adaletiyle işim bitene kadar... Yani hepi topu 2 hafta var, geçer...

   Bursaspor-Beşiktaş maçında yaşanılanların açıklanabilir taraflarını dinledik hepimiz,açıklamalara ikna olan varsa buyursun gelsin dertleşelim.

  Problemi çözmek için analiz gerekir,analiz için verilenlerin iyi belirlenmesi,bu saptama içinde verilenler arasındaki ilişkiler iyi saptanması gerekir. Bunlar gerekir ki, verilenlerden istenilenlere, bize öğretilen bağıntılarla ulaşabilelim.Türk Futbolundaki adaleti çözecek kadar aklımız var, Birinci çoğulu kendi adıma değil hepimizin adına kullanıyorum.Herkes bu sorunu özecek hamleleri sunabilir,ama asıl önemli olan bu sorunun analizini yapabilmek.İş analize gelince ya susuyoruz,ya uyuyoruz,çünkü işimize gelmiyor değil mi? Ama gün geliyor canımız yanıyor, o zaman başlıyoruz adalet demeye.Problemin analizine başlayalım.Esas sorun,Türk Futbolunun başarısızlığı; o zaman bismillah.

  1) Türk Futbolu neden başarısız?
  Cevap:Türk Futbolunun başarısızlığı kişiden kişiye iki şekilde değişir.Dönemsel başarılarla tatmin olan kişiler Türk Futbolunun şu an sadece bunalımda olduğunu söyleyip geçerler, 70 milyon nüfuslu ülkenini zaten 10 senede bir başarı elde etmemesi anormaldir. Bu da, dönemsel başarısızlık,buhran gibi kelimeleri adından çok kullananlara atıf olsun.

  2) Türk Futbolunun Sürekli Başarılı Olmasını İsteyenler İçin,Türk Futbolu Neden Başarısız?

  Cevap:Sürekli başarı için,önce sürekliliğin ne olduğunu anlamalıyız.Süreklilik, zamana bağlı değişimler içermeyen, içerse bile bünyesinde ihmal edilebilecek kadar küçük değişimler içeren durumdur. Yani bir denge durumu olarak algılamamız hepimizin yararına olacaktır. İşte bu durum için önce, dengeyi iyi sağlamalıyız. Peki neden dengemiz iyi değil? Çünkü birden fazla sorun var,

 2-a)Altyapımız niye yeterli değil?
  Cevap: Bu sorunun cevabını benim vermem,tespitime zarar verir; bu işi ustalarına havale etmek en doğrusu,  ben b şıkkını irdelemek istiyorum

2-b)Türk Futbolunda ki dengesizliğin diğer nedenleri nedir?
  Cevap: Türk Futbolundaki dengesizlik,tamamen belirli bir grup tarafından yönetiliyor olmasından kaynaklanan birşey. Bu grup, kendi çıkarlarını Türk Futbolunun üzerinde tuttukça,Türk Futbolu dönemsel başarılarla tatmin olmak zorunda kalacaktır. Bu grup; çıkarları için  Türk Futbol mekanizmasında yararlı değişiklikler yapabilecek her türlü olaya karşı çıkmak zorundadır. Ve bu, Türk Futbolunun ilerlememesine,dolayısıyla gelişememesine sebep olur. Bu grup nedir? Kimlerdendir?Ne gibi güçleri vardır?Neleri kullanır?

2-b-1) Bu grup nedir?
Cevap: Bu grubun genel adına statüko diyebiliriz. Siyasete,sırf oy için oyuncak edilen bu kelimenin hakkını işte Türk Futbolundaki bu kesim verir. Birbirleri içerisinde güzel ilişkileri vardır, ilişkileri futbol çıkarlarını geçmiş; iş,aş,aşk ilişkilerine terfi etmiştir. Bu yüzdendir ki statükonun üyeleri birbirine sıkı sıkıya bağlanmıştır, ve bu grubu dağıtmak için harcayacağınız enerji fazla olacaktır.Bu grup dağılmadıkça Türk Futbolu milim ilerleyemez.Bu grubun dezavantajı da tam buradadır; statüko bir mekanizmadır,ve mekanizmanın kolları birbirlerine ne kadar sıkı bağlanırlarsa kullanım kolaylıkları azalır, gevreklikleri artar, kırılma dayanımından sonra, mekanizmanın belirli bir kısmı değil bütünü çöpe atılır. Yani bu grubu dağıtmak için harcayacağınız enerji ilk başta fazladır,fakat kırılma noktasından sonra kendi kendini bitirir.


2-b-2)Kimlerdendir?
 Cevap: Hacı oğlu Hüseyin gibi adamları göremezsiniz, belirli bir kesimdir. Bu kesimin her yerde bir parmağı,her parmağında on marifet vardır. Oyunları itinayla kurarlar, fakat oyunları sekteye uğradığı zaman,aklınıza gelmeyecek yakınlaşmaları görürsünüz. Bu yakınlaşmaları size gösteren basındır,ve unutlmamalıdır ki basın en etkili silahlarından sadece biridir.

2-b-3)Ne gibi güçleri vardır?
 Cevap: Türkiye'nin üst kesimi derler ya,işte bu grubun üyeleri değişse bile hepsi bu kesimin içerisindedir. TV lerde gördüğünüz kişiler sadece bir piyondur,asıl işler ofislerde halledilir. Bu kişiler; gazete sahibidirler, editörleri onlar belirler. Editörler ise yayına konulacak yazıları belirler.Bu yazılar statüko yararına her türlü iftirayı bir gerçekmiş gibi sunabilir,her türlü yalanı doğru diye bağırarak inandırabilir. Bu gazetenin yazarları, patronlar tarafından çok sevilir, çünkü patronları  o yazarları meydana çıkarır,kimisine '' futbolun tarafsız yüzü'', kimisine ''futbolun melekesi'' vb isimler takar. Bu kalemlerin görevi ise, statükonun oyunu su yüzüne çıkana kadar tarafsız olmak,herkesin takdirini toplamak,tam su yüzüne çıkacakken ise, topladığı beğenileri kullanarak patronlarına asıl hizmeti yapmaktır,onlar sayesinde statüko hep haklı gözükür.

    Gazete sahibi olmak yetmez,kanal sahibidirler ayrıca,işleri sarpa sarınca  destekledikleri kulübün başkanını çıkarırlar,çok samimi açıklamalar yapar başkan(!). Halk bir kez daha kandırılmak istenir,itinayla kandırılır.

   Bu kişilerden bazıları aynı zamanda futbol otoristesidir. Kendi çıkarları için Türk Futbolunun kazanacağı yetenekleri görmezden gelirler,kendi takımlarının oyuncularını öve öve bitiremezler. Bu oyuncular Türkiye'de yıldız, Avrupa'da ise yardımcı uydu olur. Gerçek yeteneklerin önünde ki tek şans, statükonun takımına geçmektir.Eğer burada kendisini gösterirse ancak yıldız ünvanını alabilir. Ancak bu takımlarda oynarsa futbolcu olur. Yoksa her gün farklı bir transfer haberi hakkında çıkarılır;taraftarıyla,yönetimiyle,kimi zaman menajeriyle arasında güvensizlik oluşturulur ve oyuncu yalnız bırakılır. Yani yıldızlar,bu ülkede itinayla kaydırılır. O yüzdendir ki 70 milyon Türk vatandaşının yaşadığı ülkede, bir tane dünya kulübüne giden oyuncu yoktur, ama gurbetteki Türkler 3. nesillerinde  iki elin parmağını geçecek sayıda Türk'ü dünya futboluna sunmuşlardır.

   Bu güçler, hiç bir zaman Anadolu Takımlarının gelişmesini istemez,çünkü anadolu geliştikçe büyür. Büyüdükçe güçlenir. Güçlendikçe,binbir destekle ayakta tuttukları statükosporlar yıkılır,onlar yıkılınca Türk Futbolunda statüko kalmaz. Statüko bunu istemez, bu yüzdendir ki bütün dünyada her şehrin takımı eşit şansa sahipken,Türkiye'de sadece bir ilin takımları hep şampiyonluk yarışındadır. Örneğin Karşıyaka-Göztepe derbisi gibi bir mazileri bile yokken derbi sıfatını hakedebilirler.Dünyanın en büyük derbilerinden biri gösterilirler,bu kadar temiz bir derbi tarihi hiç duyulmamıştır heralde. Çünkü diğer derbilerin geçmişinde sadece aynı şehir takımı olmak yoktur,din çatışmaları,ırk çatışmaları,siyasi çatışmalar vardır...

2-b-4)Neleri Kullanırlar?
Cevap: Güçlü olan onlar olduğu için bu ülkede  parayla alınan herşeyi kullanabilirler. Çok sıkıştıkları zaman ise siyaseti,yeri geldiğinde ülkenin sorumlusunu kullanırlar. Onlar siyaseti kullandıkça,siyasette o şehirlerdeki nüfusunu kullanır,böylelikle o şehrin takımı yalnız bırakılmaya çalışılır.Kullanamadıkları tek şey,yüreklerdir. Bu yürekler her zmaan onlara tehdit oluşturur,ama onlar korkularından o yüreklerin yüzüne bile bakmazlar.

  Bu yüzdendir ki Trabzonspor statükoya bunca acı yaşatmasına rağmen hala diktir,hala ayaktadır. Yaşayacağı ve yaşatacağı çok şey vardır. Şehri ona sahip çıkmış,o da şehrini kucaklamıştır. Şehri onun sayesinde bu oyunları görmüştür. Orda,bir şehir vardır uzakta,ama o şehir uzakta olmasına rağmen bütün oyunların kokusunu alır. O şehir,o toprak bizim şehrimiz,bizim toprağımızdır. O yürek bizimdir, biz ise dürüst Trabzonspor'un...

 Bu oyunlara  karşı her zaman dik duracağız,çünkü onların oynadıkları oyun bizim horon karşısında hiç birşey. Biz horonu bile dik oynuyorsak,onların oyunları bizi terletmez. Mücadelemiz bundandır,kandırılmayışımızın cezasını ise,çalınan şampiyonluklarımızla çekeriz sanılır...

 Sevgiler...


 





  

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder