Trabzonspor-İBB maçını izleyemedim.Bu yüzdendir ki, maç kritiği yapmam son derece yanlış olur.Fakat yorumlarına değer verdiğim insanların ve genel kanının birleştiği nokta: top oynayamadık.
Her takım top oynayamayabilir.Her takımın başına bunun gelmeside gayet doğal bir durumdur çünkü oyuncuyu ne kadar iyi hazırlarsanız hazırlayın; yorgunluğu, dikkati vb etkenler oyuna yansır.Üstelik bu bir takım oyunudur.O yüzden dünyanın en iyi futbol oyununu oynayan ekip olsanız bile kaybedersiniz.
Kaybetmek ise zor coğrafyanın çocuklarını fena işkillendiriyor.Bir türlü hazmedemiyor, çabuk parlıyoruz.Doğal olarak fazla zarar veriyoruz.
Takımın 3 gün önce çıktığı zorlu mücadele belli ki fiziksel değil mental olarakta İBB maçına hazırlanmalarını engellemiş.Eğer bir maça konsantre olamazsanız, az önce verdiğim örnekteki gibi,en iyi oyunu oynasanız bile kaybedersiniz.
Inter-Trabzon maç yazısında Inter: sistem, Trabzon: çevre demiştim ve bir çıkarım elde etmiştim.Şimdi aynı durum geçerli.Trabzon bir sistem iken IBB bir çevre...Parametreleri değişken ve zor bir çevre.Bu yüzden bu çevreye karşı hatalar net olarak ortaya çıkabilir.Manisa ve IBB maçlarından çıkarılacak sonuç şudur ki, geçen sene son dakikalara kadar mücadele eden takım, bu sene son dakikalarda mücadele edememekle kalmayıp gol yiyor. Bu bir sorun,ama çözülemeyecek bir sorun değil.
Takımın geçen seneki gibi olması için,önce geçen seneki gibi bir takım olması gerek.Bu sene Trabzonspor, stoper mevkiisi dışındaki tüm mevkiilerinde geçen seneye göre alternatifleriyle beraber çok daha güçlü isimlere sahip.Devre arası transferinde stoper mevkiisinin de güçlendirileceğini düşünüyorum, her ne kadar geç kalınsa da...Bu yüzdendir ki, geçen seneki oyunu görememek en azından bu sene için alışılması gereken bir durum.Çünkü bizim sistemimiz, geçen seneye göre şu anda zayıf.Tüm parametreleri güçlü gözükmesine rağmen,sistemde parametreler dengeyi oluşturamamışlar.
Bu iş sabır işidir.Yeni kurulan bir takımdan, geçen seneki gibi 3 senedir beraber oynayan bir takımın performansını beklemek polyannayı bile kalpazanlaştırabilecek bir iyimserliktir.Benim kendi düşüncem, bu takım şampiyon olabilir ama bu takım 82 puan toplayamaz.Ve aynı şekilde şunu da düşünürüm ki; eğer teknik ekip ve kadro korunursa, önümüzdeki 5 yılda lige damga vuracak bir takıma sahip oluruz.Çünkü takım haline getirmeye çalıştığımız oyuncular bu sene içerisinde ancak takım olabilirler.Aslına bakarsak, bir sene beraber oynamak bile mükkemmel oyunu getirmez size fakat kadrodaki isimlerin kalitesi, bu takımın,takım oyununu 1 senelik beraber top koşturma ile sağlayabileceğini gösteriyor.
Sistemden bahsetmişken, taraftarada utanarak değinmeden olmaz.Çünkü cidden utanılacak bir vaziyet.Anlaşılan o ki, Trabzon tribünlerinde bir Tatar Ramazan çıkmadan tribündeki oyunlar bozulmayacak.Takım sahipsiz kalmakla kalmayıp,kötü sonuçlarda ''yuh''lanacak...Anlamak zor iş, aylardır görmediğin takımın sahaya çıkıyor, üstelik bu takımın geçen sene o kadar çeteye karşı mücadele etmiş ve ağır bir yara almasına rağmen yılmadan şampiyon olmuş, hakkı teslim edilmemiş,Avrupa ona hakkını teslim etmiş.Ve sen bir kötü sonuçta, bu takıma köstek oluyorsun.Senin oyundan önce geçen seneki ruhu alkışlaman gerekir.Kaybetmek her zaman kötü değildir ki bazı kayıplar bence büyük başarıların temelini atar.
İşte taraftarın da buna alışması gerek,yani alışkanlık yapması...Alışkanlıklar iyi ve kötü diye ikiye ayrılır ve iki türünü de bırakmak zordur.Fakat bu zor coğrafyanın çocukları yine tersten yaşarlar hayatı; çünkü maalesef kötü alışkanlıklar iyilerine göre hayli fazladır.
Dipnot: Mustafa Yumlu'ya tepki gösterilmesi beni şaşırtıyor.Her maç ufakta olsa üzerine koyuyor,gelişiyor.Ama sanırım kötü sonuçta en çok tepkiyi alacağını maalesef her özevlat gibi o da biliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder