1 Eylül 2012 Cumartesi

Geviş

Başlık üzerinden hareket etmeli ve önce anlamına bakmalı… Nedir geviş getirmek? TDK anlamıyla cevaplarsak;

”yutmuş olduğu yiyeceği midesinden ağzına çıkarıp yeniden çiğnemek”

Eğer kendimiz bir tanım yapacak olursak da;

”İşkembeye sahip hayvanların,yediklerini daha iyi hazmedebilmek adına; yuttukları yiyecekleri tekrar ağızlarına çıkarıp tekrar çiğneme işlemi” diyebiliriz.

Takdir edilir ki bazı hayvanlara özel olan bu eylem insanlar için imkansızdır. Daha doğrusu bizler öyle öğrenmiştik. Fakat hayat insanoğluna yaşadıkça hayret edilecek şeyler öğretiyor… 3 Temmuz’dan beri bizler, ”insanların da geviş getireceğini ispatlamak isteyen” önemli bir güruhu canlı ve ya banttan olmak üzere televizyonlardan,radyolardan izliyoruz, gazetelerde resimlerini görüyoruz. Hatta öyle oluyor ki, insanoğlu azmedip, ”insan hem geviş getirir,hem de geviş getirirken köşe yazısı yazar” hipotezini diğer insanlara göstermek için gazetelerde köşe yazıları yazıyor.

Başından beri can sıkıcı olan şike süreci, artık gitgide sinir bozucu bir hal aldı. Her bir şike eyleminin bu kadar net olarak ortaya konduğu başka bir yazılı,ispatlı belge dünya üzerinde yokken, çılgın Türkler yine bir çılgınlık yapıp onca yazılı belgeye ”Ne olmuş ki yaaa?” deme yüzsüzlüğünü gösterebildiler. İşlerine geldiği zaman ”Futbol sadece sahada oynanan bir spor” sözünü benimseyip, işlerine geldiğinde ”Futbol asla futbol değildir.” diyen insanlar yüzünden ülke ciddi bir futbol buhranı yaşamakta. Bu ikiyüzlülüğü, yalancılığı ve arsızlığı yapan insanlar ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip olunca dediklerini siyasilere kabul ettirmek, takdir edersiniz, oldukça kolay oluyor. Hele siyasilerin de edeplerini bir kenara bırakıp holiganlık yaptığını düşündüğümüzde siyasilerin adaletsizliğe dünden razı olduklarını görebiliyoruz. Sinirler hayli geriliyor. Çünkü bariz belli olan yalanları, para ve güçlerini kullanarak  ”doğru” diye göstermeye çalışmak; adeta yaradanın varlığını, putları üst üste koyarak örtme çabası kadar komik ve çaresiz.

Şike iddianamesi; bütün bu olanlara rağmen ”tarihi” sıfatını hala hak ediyor. Ve sonsuza dek hak edecek. Şike iddianamesi; bu ülkenin sözde güçlü ve adil varlıklarının Türk futboluna ettikleri tecavüzü belgeleyen bir belge olmaya devam edecek…

Türk Futbolu, zehirli bir elma yedi. Yıllardır, yalancı ve paragöz insanlar Türk futbolunun ağzında bir parazit olduğu için, bu zehirli meyvayı yerken ağzı ”bana mısın?” demedi, çiğnedi de çiğnedi… Mideye gönderdi. Ağızdaki parazitler karanlıktan korktuğu için mideye inememişti çok şükür. ”Adil olunduğunda, karanlığın da vicdanlara bir ışık olacağını bilenler” midesinde yaşıyordu Türk futbolunun… Ve mideye gönderilen zehirli elmayı kabul etmedi… ”Kusmuk” olarak ağıza geri gönderdi. Ağzı parazitler tarafından ele geçirilmiş Türk futbolunun beyni de darbe yiye yiye canlı hücrelerden yoksun yaşamını sürdürüyorken, ağıza gönderilen ”kusmuğu” ağızdaki parazitlerin hatrına tekrar mideye göndermek için uğraştı… Parazitlerin kibri; zehirli elmanın zehirli olmadığını söylerken, mide ise zehirli elmayı hazmetmeyeceğini söyledi… Bütün bu olaylar Türk futbolunun bünyesinde yaşanırken, dışarıdan bu bünyeye bakanlar şaşırmasın diye, o pislik ağızdan ” bunun bir kusmuk değil sadece daha iyi sindirmek için bir geviş getirme operasyonu” olduğuna dair bir laf çıktı. Halbuki unutulan bir şey vardı ki; yukarıda da anlattığımız gibi hayvanlar geviş getirirdi… İnsanlar değil.

Yaşanan süreç tam anlamıyla mide ile ağız-beyin arasındaki amansız hak-batıl mücadelesidir. Bu mücadele hep sürecektir. Çünkü ağız parazitleri; beynin de desteğini alarak hareket ederken, mide adaletin vereceği güçle savaşına devam edecektir. Savaşı bitirecek tek bir organ vardır; adı ise ”yürek”… Yeterli potansiyele sahip olan bu yürek, cesaretini de toplayabilirse, bu savaşa son verecek ve bir gargara ile o pislik parazitleri Türk futbol bünyesinden def  edecektir.

Ağızdaki parazitleri hep beraber lavaboya hunharca tüküreceğimiz güne selam olsun.

Saygılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder