Başlık üzerinden hareket etmeli ve önce anlamına bakmalı… Nedir geviş getirmek? TDK anlamıyla cevaplarsak;
”yutmuş olduğu yiyeceği midesinden ağzına çıkarıp yeniden çiğnemek”
Eğer kendimiz bir tanım yapacak olursak da;
”İşkembeye sahip hayvanların,yediklerini daha iyi hazmedebilmek
adına; yuttukları yiyecekleri tekrar ağızlarına çıkarıp tekrar çiğneme
işlemi” diyebiliriz.
Takdir edilir ki bazı hayvanlara özel olan bu eylem insanlar için
imkansızdır. Daha doğrusu bizler öyle öğrenmiştik. Fakat hayat
insanoğluna yaşadıkça hayret edilecek şeyler öğretiyor… 3 Temmuz’dan
beri bizler, ”insanların da geviş getireceğini ispatlamak isteyen”
önemli bir güruhu canlı ve ya banttan olmak üzere
televizyonlardan,radyolardan izliyoruz, gazetelerde resimlerini
görüyoruz. Hatta öyle oluyor ki, insanoğlu azmedip, ”insan hem geviş
getirir,hem de geviş getirirken köşe yazısı yazar” hipotezini diğer
insanlara göstermek için gazetelerde köşe yazıları yazıyor.
Başından beri can sıkıcı olan şike süreci, artık gitgide sinir bozucu
bir hal aldı. Her bir şike eyleminin bu kadar net olarak ortaya konduğu
başka bir yazılı,ispatlı belge dünya üzerinde yokken, çılgın Türkler
yine bir çılgınlık yapıp onca yazılı belgeye ”Ne olmuş ki yaaa?” deme
yüzsüzlüğünü gösterebildiler. İşlerine geldiği zaman ”Futbol sadece
sahada oynanan bir spor” sözünü benimseyip, işlerine geldiğinde ”Futbol
asla futbol değildir.” diyen insanlar yüzünden ülke ciddi bir futbol
buhranı yaşamakta. Bu ikiyüzlülüğü, yalancılığı ve arsızlığı yapan
insanlar ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip olunca dediklerini
siyasilere kabul ettirmek, takdir edersiniz, oldukça kolay oluyor. Hele
siyasilerin de edeplerini bir kenara bırakıp holiganlık yaptığını
düşündüğümüzde siyasilerin adaletsizliğe dünden razı olduklarını
görebiliyoruz. Sinirler hayli geriliyor. Çünkü bariz belli olan
yalanları, para ve güçlerini kullanarak ”doğru” diye göstermeye
çalışmak; adeta yaradanın varlığını, putları üst üste koyarak örtme
çabası kadar komik ve çaresiz.
Şike iddianamesi; bütün bu olanlara rağmen ”tarihi” sıfatını hala hak
ediyor. Ve sonsuza dek hak edecek. Şike iddianamesi; bu ülkenin sözde
güçlü ve adil varlıklarının Türk futboluna ettikleri tecavüzü belgeleyen
bir belge olmaya devam edecek…
Türk Futbolu, zehirli bir elma yedi. Yıllardır, yalancı ve paragöz
insanlar Türk futbolunun ağzında bir parazit olduğu için, bu zehirli
meyvayı yerken ağzı ”bana mısın?” demedi, çiğnedi de çiğnedi… Mideye
gönderdi. Ağızdaki parazitler karanlıktan korktuğu için mideye
inememişti çok şükür. ”Adil olunduğunda, karanlığın da vicdanlara bir
ışık olacağını bilenler” midesinde yaşıyordu Türk futbolunun… Ve mideye
gönderilen zehirli elmayı kabul etmedi… ”Kusmuk” olarak ağıza geri
gönderdi. Ağzı parazitler tarafından ele geçirilmiş Türk futbolunun
beyni de darbe yiye yiye canlı hücrelerden yoksun yaşamını
sürdürüyorken, ağıza gönderilen ”kusmuğu” ağızdaki parazitlerin hatrına
tekrar mideye göndermek için uğraştı… Parazitlerin kibri; zehirli
elmanın zehirli olmadığını söylerken, mide ise zehirli elmayı
hazmetmeyeceğini söyledi… Bütün bu olaylar Türk futbolunun bünyesinde
yaşanırken, dışarıdan bu bünyeye bakanlar şaşırmasın diye, o pislik
ağızdan ” bunun bir kusmuk değil sadece daha iyi sindirmek için bir
geviş getirme operasyonu” olduğuna dair bir laf çıktı. Halbuki unutulan
bir şey vardı ki; yukarıda da anlattığımız gibi hayvanlar geviş
getirirdi… İnsanlar değil.
Yaşanan süreç tam anlamıyla mide ile ağız-beyin arasındaki amansız
hak-batıl mücadelesidir. Bu mücadele hep sürecektir. Çünkü ağız
parazitleri; beynin de desteğini alarak hareket ederken, mide adaletin
vereceği güçle savaşına devam edecektir. Savaşı bitirecek tek bir organ
vardır; adı ise ”yürek”… Yeterli potansiyele sahip olan bu yürek,
cesaretini de toplayabilirse, bu savaşa son verecek ve bir gargara ile o
pislik parazitleri Türk futbol bünyesinden def edecektir.
Ağızdaki parazitleri hep beraber lavaboya hunharca tüküreceğimiz güne selam olsun.
Saygılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder