1 Eylül 2012 Cumartesi

Şeytanın Kör(!) Dediği!

Süreç boyunca aynı şeyleri konuşuyoruz ve bu artık bizi sıkıyor belli… Artık ilgimiz azalıyor, artık konuşacak yeni bir konu açamıyoruz ve bu bizi soğutuyor futboldan… Fakat öyle zaman geliyor ki, küçük detaylar can alıcı olabiliyor. Bu yüzden küçük küçük hatırlatma gereği duyuyor, sürecin canlı şahidi olan aklımız, bizlere…

Belirdiği günden beri hep uzatılan, türlü bahaneler ile karşımıza hep sakız kıvamına getirilmiş muhabbetleri çıkaran şike sürecinin kahramanları istifa ettikten sonra kendilerini daha iyi belli ediyor. Şaşırtıyor mu bizi? Hayır. Fakat şaşırması gereken kişiler yine sessiz.

Mehmet Ali Aydınlar’ın, istifasından sonraki açıklamaları, gündeme samimiyet değil, yeni bir yalan rüzgarı getirdi. Önceki söylemlerimizde belirttik; ”Mehmet Ali Aydınlar, süreç boyunca, kendi yaptığı önceki açıklamaları, yeni açıklamalarıyla suya düşürmüştür ve her seferinde açıklamaları ciddiye alınmaktan öte, suya yazılmış yazı hissi uyandırmaya başlamıştır.” diye…

Programda cevapladığı sorular, bizim kafalarımızda yeni soru işaretleri doğuruyor…Ve gün geçtikçe yeni açıklamalar ile yeni soru işaretleri de çıkmaya devam edecek. İşte bazıları…
1-     TFF Başkanlığını yürütürken, yeteri kadar emin olamadığın ve bu yüzden karar alamadığın(!) bir dava için, istifadan sonra nasıl 45 milyon euro’luk bir kefil olma cesaretini gösterebiliyorsun?
2-      Aynı şekilde; istifanı sunarken ”kandırıldım” mesajı vermiş olan sen, nasıl kandırıldığına inandığın bir olay silsilesinde, 45 milyonluk bir kefil olabiliyorsun?
3-     Başkanlık görevindeyken ağzından düşmeyen ”Türk Futbolunu Kurtarma” masalı, nasıl istifadan sonra ”Fenerbahçe başkanlığına oynama” çalışmasına dönüştü?
4-    ”Tünelin ucu karanlık” diyerek Türk futbolunun geleceğinin aydınlık olmadığını, cezaların kapıda olduğunu ima eden sen; bunun baş sorumlusunun yine sen olduğunu bilmiyor musun?
5-      Bir kulübü kurtarmak için yaptığının çalışmalar yüzünden, bir ülke futbolunu eksilere sürükleme beceriksizliğini gösteren sen, nasıl oluyor da hâlâ işini doğru yaptığına inanabiliyorsun? O zaman senin başkanlık görevindeyken belirli gündeminin yanında gizli bir gündemin mi vardı?
6-      ”Tarafsız oldum” yalanını hala kameralara bakarak söyleyen sen; Trabzonspor’un UEFA tarafından Şampiyonlar Ligi’ne davetine karşı çıkıp; ”Onlar da bu işin içinde” diyerek tarafını yeteri kadar belli etmedin mi?
7-      Hangi TFF Başkanı, bir genel kurul kürsüsünde, tuttuğu takımı ne kadar sevdiğini ispatlama çalışmasına girişir?
8-   ”Süreci yönetmek” ile ”Süreci idare etmek” söylemlerinin aynı söylemler olduğunu sanan bir insan, yönettiği süreç için nasıl ”Doğrusunu yaptım” diyebilir?
9-      Endüstriyel futbolun çıkarlarını koruma çalışmaları ne zamandır ”Türk futbolunu kurtarma operasyonu” adını aldı?
10-   Metris Cezaevi’nde şike, teşvik ve organize çeteden dolayı tutuklu yargılanan bir kişi için, bir  TFF Başkanı nasıl ”Aziz Yıldırım dışarıda olsaydı, onunla daha rahat anlaşılırdı” diyebilir?
11-   ”Türk futbolu artık Papermoon’dan yönetilmeyecek” diyip, şike sürecinde, şike ile suçlanan bir kulübün yöneticileriyle kapalı kapılar ardında pazarlık yapmak nasıl olur da insanlara normal gösterilmeye çalışılır?
12-   Kendisinden başka herkesin yanlış yaptığını iddia eden birisinin üzerinde durduğu noktaya bakmaktan bu kadar korkarken hâlâ yalan dolu söylemlerin içinde olmasının sebebi nedir?
13-   En büyük hedefinin Fenerbahçe başkanlığı olduğunu söyleyen birisi, nasıl Fenerbahçe’nin şüpheli bulunduğu soruşturma sürecinde TFF Başkanlığını dürüstçe yapabilir?

Bunlar, benim zihnimdeki sorulardan sadece birkaçı… Bu sorular, artık sakız gibi olan süreçten sıkıldığımız için, olanları bir kez daha hazırda aklımızda tutmak, küçük bir beyin fırtınası yapmak için bence yeterli… Ama elbette bizler, bir araya gelerek bu soruların kalitesini ve çeşitliliğini arttırabiliriz…Sayısını bilemeyiz ama bildiğimiz tek şey; bizim soracağımız sorular; Mehmet Ali Birand’ın soracağı gibi yüzeysel olmayacaktır… Bizim sorduğumuz sorulara, Aydınlar cevap verirken, eminiz ki bizler Birand gibi kafa sallamak yerine; soru sormuş gibi yapıp zorlamamak yerine; sorgulayacağız. Eminiz ki bizim sorularımız gerçek anlamda cevaplandırıldıkça kameralar arkasında yapılanları da açığa çıkaracaktır.

Süreçten sıkıldığımız şu anlarda bile, sorgulamayı ve düşünmeyi unutmayalım. Çünkü asıl hedefleri bu.

Saygılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder