Mavi ile Kırmızı renkleri ayıran bir turnusol kağıdı gibi ayırıyor
siyah ile beyazı bu memleket ve bu memleketin insanları… Memleket beyazı
kolayca fark edebilirken; memleketin insanları cahilleştikçe siyahın
önemini daha fazla zannediyorlar.
Türk Futbol Tarihinin en karışık ve dağınık zamanına bu sene bizler
tanık olduk. Bu tanıklığımızı; çocuklarımıza, torunlarımıza anlatacak
tecrübelerle destekledik. Zaman bizi üzse de en çok da tecrübe kattı. Ve
katmaya da devam ediyor. Geçmişi yad edercesine…
Türkiye’de güçlü ve haksızın; nasıl haklı ve mağdur olmaya
zorlandığını görmenin yanında eski geleneklerin de süregeldiğini görmek,
ülkemizin ne kadar istikrarlı bir ülke olduğunu ispatlıyor sanki(!)
Geçen sene; neredeyse ligin yarı sayısındaki takıma karşı, inatçı bir
şekilde şampiyonluk mücadelesi veren bir Trabzonspor seyrettik. Bu
mücadelesinde nelerle karşılaştığına dair belgeleri ise; geçen sezonki
lig bitiminden sonra delilleriyle gördük. Fakat bir de görüp de
gülümsediklerimiz var tabii.
Geçen sezonki mücadelemizde; takım içerisinde, takım oyununda,
arkadaşlığında hiçbir sorun olmayan Jaja Coelho’yu türk medyasının,
Trabzonspor’a zarar verme amacıyla nasıl delice kullandığını; Şenol
Güneş’i, Jaja Coelho üzerinden yıpratma çalışmalarını açıkça gördük.
Daha da kötüsü, hala unutamadık. Fakat bugün aynı türk medyasının Melo
ve Fatih Terim meselesine getirdikleri komik ve bir o kadar da
inanılması imkansız derecede farklı çözümler; geçmişine saygı duyan bir
ülkemiz olduğunu bize gösterdi.
Oyuncu; takım arkadaşıyla laf dalaşına giriyor, yetmiyor soyunma
odasında arkadaşına saldırıyor, yetmiyor tekmeliyor… Daha da kötüsü; bu
oyuncu; normal bir oyuncu olmadığını sahadaki sportmenliğe aykırı fakat
karta gerek duyulmayan(!) faullerle gösteriyor… Ardından bir kadro dışı
haberi alıyoruz. Fatih Terim disiplini tamlamasına alıştırıyor
kulaklarımızı televizyonlar… Fakat adım gibi emin olduğumuz bir şey var;
o da; Melo ve arkadaşının affedileceği. Ve emin olduğumuz konuda haklı
da çıkıyoruz. Fatih Terim’in muhteşem disiplini; Melo’yu
uslandırıyor(!). Aslında Fatih Hoca affetmeye gönüllü değil ama; takım
arkadaşları çok istiyor affetmesini(!), çünkü 2000 ruhu geri geliyor(!).
Külliyen yalanın dolaştığı medya manşetlerine bakarken aynı olayların
biz de yaşandığını düşünüyorum da… Laf dalaşı bile 3 hafta etki
gösterirken televizyonlarda; kim dilir öldüresiye dayak ve takım
tarafından af istenmesi nasıl yorumlanabilirdi?(!).
Önümüzüdeki süreçte neler olacağını da tahmin edebiliriz kendimizi
zorlarsak eğer, tabii zorlamaya da değerse… Ne dersiniz? Sizce Melo ve
Riera herhangi bir ulusal ve objektif(!) gazeteye poz verip; çocuklarını
bir haftalığına değiştirirler mi? (çocukları olduğunu varsayıyorum
tabii) . Hatta belirli bir zaman sonra; bu kavgacı hareketlerin; aslında
oyuncuların ne kadar hırslı olduğunu gösterdiğini iddia edenler
çıkabilir mi?
Tabii ki yine her şeyden ders çıkartıyoruz. Türk medyasının zerre
değişemeyeceğinden tutun da; Galatasaray taraftarının yine ve yeniden
‘2000 ruhu geri geldi’ yalanıyla kandırılışına kadar.
Saygılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder