İstifa haberiyle ortaya çıkan bu kargaşada, zaten bir adım bile
atamadığımız bu uzun ince yolda, bir de kargaşanın oluşturduğu sis ile
mücadele etmek durumunda kalıyoruz.
Mehmet Ali Aydınlar ve ekibi; 3 Temmuz’dan bugüne kadar olan zamanda,
yaptıkları tek iş olan(iş de denebilirse tabii) ‘inkar’ ile istifa
ediyor. Ve bu istifanın, Türk Futbolunu daha da kargaşaya soktuğu
söyleniyor. Fakat atlanan bir nokta şu ki, Türk Futbolu’nu bu kargaşanın
içine sürükleyen, TFF’nin kendisi. Süreç boyunca, tutumsuzluklar,
oldu-bittiler ve karar almak yerine süreç uzatma hastalıklarıyla, bu
olayın bir an önce sonuçlanmasını isteyenleri çileden çıkarmakla
birlikte bugün çıkmaz gözüken yolun ortasında, duvara toslamadan önce
arabadan atlayan başrol oyuncuları gibi arabadan kendilerini
attılar…Gerçekten de rollerinin hakkını vererek sonlarını getirdiler.
Sürecin kronolojisini ve ya terminolojisini hatırlatma niyetinde
değilim çünkü sayelerinde her şey dün gibi aklımızda. Bu yüzden gelinen
bu noktada, iddia edilenin aksine, duvara doğru freni boşalmış halde
hızla yaklaşan arabanın, duvara toslayacağını düşünmüyorum. Bu sürecin
sonunda ülke içinde hangi hamle gelirse gelsin, Avrupa ve ya Dünya
futbol kamuoyu idareci tutumunu sergilemekten vazgeçmezse, yarının
futbolu bugünden daha temiz olacak. Bugün oynandığını söylediğimiz spor
toto süper ligdeki hatalar silsilesi, başında emir verenlere alışmış,
yönetilmekten zevk alan adamların, başıboş kalmalarından dolayı ne
yapacaklarını bilmemelerinden kaynaklanıyor. Eğer Türk Futbolu
içerisindeki yükselişlerini gerçekten hak ederek, alınlarının teriyle
gerçekleştirselerdi, bu sezon oynatılan oyun gerçek anlamda futbola
benzerdi tiyatroya değil.
Görevi bırakan Aydınlar’ın veda mektubu ise kendisinin süreci
yönetişi gibi tutarsızlıklarla dolu. Ve bu mektupta suçlu olarak UEFA
gösteriliyor diyebiliriz. Aynı şekilde bu sabah gazetelere baktığımızda
kimi manşetler, ”Fenerbahçe’nin boş yere Şampiyonlar Ligi’ne
gönderilmediğini” söylüyor… Yani bugün atılan manşetler hala zerre adım
atamadığımızı gösteriyor. İddianame açıklandığında Trabzonspor’un 8
sayfasını didik didik edip yeterli bir mazeret bulamamasına karşı ,hala
Trabzonspor’u manşetlerinde ve köşe yazılarında şüpheli gösteren kesim,
Fenerbahçe hakkındaki 240 küsür sayfa iddia ve iddianın altında
şüphelilerin birbirleriyle çelişki ifadelerini görmezden gelip
”Şampiyonlar Ligi’ne boş yere gönderilmediğini” söyleyebiliyor. İşte bu
davranışın adını sırf reyting kaygısı olarak koyamazsınız. Bu davranış,
aynı zamanda ahlaksızlığın da en büyük delilidir.
Kendi ahlak yapısını, çıkarcı fikirlerini ve taraflı tutumunu pişkin
bir şekilde sırıtarak açıklanan gerek medya kurumları/kişileri, gerek
TFF yetkilileri, gerek bazı kulüp yöneticileri; UEFA’nın kendi disiplin
talimatnamesini uygulatma isteğine tepki gösterip, haksızlık
yaptıklarını söylüyorlar. Yasayı değiştiren,talimatlarda esneklik
isteyen kafa yapısı, UEFA’nın disiplin talimatnamesini uygulamasına
tepki gösteriyor…240 küsür sayfada ondan fazla şike,şike
teşebbüsü,teşvik faaliyetine rağmen Fenerbahçe’nin geçen seneki durumu
hakkında ‘masum’ başlığı atabiliyorlar.
Bir davranışı kabul etmek için, o davranışa yol açan anlayışı kabul
etmek, o anlayışa hak vermek gerekir. Eylemin sonucu kötü olsa bile
davranışın niyeti, amacı önemlidir. Bu yüzden şike sürecinin başından
beri, Türk Futbolu yerine Fenerbahçe temelinde çoğu kişinin çıkarını
korumak amacıyla yapılanlar kabul edilemez. Fenerbahçe temelinde
kişilerin çıkarını savunmayı, ”Türk Futbolunu kurtarmak” olarak
adlandıranların niyetinde iyilik aranamaz. Bu yüzden eylemlerinin
sonucunun pozitif ve ya negatif olması mühim değildir. Zaten süreci bu
amaçla yöneten TFF, eyleminde de amacı gibi başarısız olmuş ve ruh hali
bozulmuştur.
Bu
sürecin uzadığı bir gerçek ve bence UEFA’nın ülkeye yaptırım uygulama
ihtimali de önceki güne göre daha fazla. Ama sakız gibi uzatılmaya
çalışılan bu sürecin sonunda, daha iyi bir oyun izleyeceğimiz umudu beni
heyecanlandırıyor. Türk Futbolunun para ve değer kaybedeceği gerçeği de
büyük ihtimal ama şu da unutulmamalı ki, Türk Futbolu para
kaybettiğinde hayatı paranın yanında nefes almakla geçen parazitlerden
de kurtulma şansına sahip… Yamuk ve bozuk temele oturtulan Türk
Futbolunun yıkılması, yerine yenisini inşa edilemeyeceği manasına
gelmez.
Saygılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder